Pages

26 Temmuz 2011 Salı

EFSANE FUTBOLCU MÜLLER HAFIZASINI KAYBETTİ



Gerd Müller, futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük golcülerinden biri... Birkaç gün önce antrenörlüğünü yaptığı takımla birlikte İtalya'daydı. Sabaha karşı kaldıkları otelden dışarı çıkan Müller'den bir daha haber alınamadı.

Bunun üzerine takım yetkilileri polise haber verdiler. Müller akşama doğru şehrin ana caddesinde yürürken bulundu. Ama hafızası kaybolmuş şekilde!

Peki kimdir Müller? Bu hafıza kaybı bize neyi hatırlatmalıdır?

Gerd Müller ünlü Bayern MÜnih takımının eski yıldızlarından. Bayern Münih formasıyla oynadığı 427 maçta 365, Alman Milli Takımı’nda 62 maçta 68 gol atarak tarihe geçti. Avrupa kupalarında attığı 62 gol ile Raul (66) ve Inzaghi (66)'nin hemen ardında. Hatta pek çok kişiye göre aslında gol sayısı 69 ve ilk sırada olması gerek.

1970 tarihinde düzenlenen dünya kupasında iki kere hat-trick yaparak yine bir rekor kırdı. Bunu Müller dışında başaran yalnızca iki isim vardır.

Diğer başarılarını kısaca yazacak polursak:
Avrupa Altın Ayakkabı Ödülü: 1970, 1972
Dünya Kupası Altın Ayakkabı Ödülü: 1970
Almanya'da Yılın Futbolcusu: 1967, 1969
Avrupa'da Yılın Futbolcusu: 1970
Şampiyon Kulüpler Kupası Gol Kralı: 1973, 1974, 1975, 1977
Almanya Ligi Gol Kralı: 1967, 1969, 1970, 1972, 1973, 1974, 1978
Avrupa Futbol Şampiyonası Gol Kralı: 1972

Tüm bu başarıların ardından antrenörlük yaparak futbol yaşamına devam eden Müller hafızasını kaybetti.

Müller için artık bu başarıların hiçbir anlamı yok. Bunları hatırlamıyor. Belki önceden övündüğü geçmişi artık onun zihninde yok.

En iyi mevkilere çıkmak, en büyük başarıları kazanmak vs. hepsi hafızamızda kalan bir bilgi. Hepsi bu kadar. Bir anda silinebilir ve tüm geçmişimiz bizim için yok olabilir.

Hafızası kaybolmuş yan yana oturan birkaç kişi düşünün, Bunlardan biri ABD başkanı, diğeri ünlü bir film yıldızı, biri çok meşhur bir şarkıcı, biri herhangi bir öğretmen, biri sıradan bir köylü olsa da, bu insanların açısından aralarında herhangi bir fark var mıdır?

Mal, mülk, mevki, makam, güzellik-yakışıklılık... Bunların hiçbir anlamı kalmaz.

Dünya mutlak bir mekan değil, bize izlettirilen algılar bütünüdür. Bize anın dışında birde geçmiş olduğuna inandığımız bazı bilgiler verilmiştir. Bu bilgilerin gerçek olup olmadığı test edilemez, öğrenilemez.

Yaşadığımız dünya ve tüm zaman dilimleri bize algılattırılan şeylerdir. Algılatma durduğu anda algılamamız imkansız olur.

3 Temmuz 2011 Pazar

İHMAL SENDROMU



Bir gün baktığımızda karşımızdaki duvarın sadece yarısını görseydik, resmin sadece yarısını fark etsek, kelimelerin sadece yarısını görsek nasıl bir dünya ile karşı karşıya kalacağımızı hiç düşündünüz mü? Ceketimizin sadece bir kolunu giysek, yüzümüzün sadece tek tarafını traş etsek yada tek tarafına makyaj yapsak; bir korku filmini anımsatan bu örnekler aslında her an karşı karşıya olduğumuz, bir adım önünüzdeki bir tehlike ...

İnsan beyni iki ayrı yarım küreden oluşmaktadır. Her iki yarım küre vücudumuzun iki yarısından gelen bilgi ve uyarıları değerlendirmektedir. Beynimiz iki farklı yönden gelen uyarıları birleştirmekte ve tek bir algı haline getirmektedir. Bu sayede kesintisiz bir görüntü görürüz ya da vücudumuzu tek parça olarak hissederiz. Beynin bu mükemmel çalışması kimi zaman sekteye uğrar, bu durumda hayatımızın yarısını neglect (ihmal) etmeye başlarız. Bu rahatsızlığa da neglect (ihmal) sendromu adı verilen beyin rahatsızlığı adı verilir.

İhmal sendromu beynin sağ yarımküresinde oluşan hasarın sonucunda ortaya çıkmaktadır. Özellikle temporal ve parietal lobların birleşme alanlarında oluşan hasarlar neglect sendtromu ile sonuçlanır. Bu hasar beyne zarar verecek ağır bir kaza ya da bir inme sonrasında oluşabilir.

Beynimizin sağ yarımküresinin hasar görmesi sonucunda vücudumuzun sol tarafından gelen tüm uyarıları reddetmeye başlarız. Bu reddetme kimi zaman vücudumuzun o bölümü reddetmemize kadar gider. Birçok vakada hastalar sol ayağını ya da sol kolunun vücudunun bir parçası olarak kabul etmezler. Bu nedenle uzuvlarının kontrolünü yitirirler. İhmal sendromu hastalarının birçoğu tabaklarının sol tarafındaki yemekleri yemeyi reddederken bir kısmı da yüzünün sadece tek tarafına makyaj yapar ya da traş eder.

İhmal sendromu insanın hafızasını de etkiler. Hastaların kazadan önce gördükleri cisimleri tarif ederken sadece bir yarısını tarif ediyorlar. Diğer yarısı ihmal ediyorlar.

Hastaların büyük bir kısmı hatıralarının, rüyalarının hatta halüsinasyonlarının sol tarafını yok sayıyor tek taraflı kabul ediyor. Bir kısım vakalarda ise hastalar uzuvlarını ihmal etmeye başlıyorlar. Kaydedilen bir vakada hasta uyandığında kendi sol ayağını bir kadavranın ayağı olarak zannettiği için korkuyla yataktan atmaya çalışıyor. Diğer vakalarda da hastaların “Bu el kime ait bilemiyorum, ama yüzüğümü parmağından çıkarması lazım “ yada “Bu sahte bir kol benim vücuduma birisi takmış, kızımı gerçek kolumu bulması için gönderdim” dedikleri gözlemlenmiş.

İhmal sendromu hastalarının bir kısmı odanın sol yarısını ihmal ederken bir kısmı da odanın tamamını fark ederken sadece içindeki cisimlerin sol yanlarını ihmal etmekte. Bu nedenle sendromun tedavisinde hastanın sol tarafını fark etmesi sağlanmaya çalışılıyor. Sol tarafından top göndererek yada sol tarafının da katıldığı oyunlar oynatarak rehabilite edilmeye çalışılıyor.

Beynimizdeki küçük bir hasar hayatımızın yarısını elimizden almaya yetiyor. Bir trafik kazası yada bir damar tıkanıklılığı bir anda bizleri resmini yarısın gören, vücudunun yarısını kabul yazıların yarısını okuyabilen bir hale getiriyor, aslında harika olan beynimizin trilyonlarca uyarı doğru okuyup doğru anlayıp doğru yorumlayabilmesi değil mi?